Baş Ağrıları

Toplumda görülen başağrılarının sanıldığının aksine  birçoğu   stres kaynaklıdır, az bir sıklıkla  yine beyin dışı organik nedenler yer alır, beyin kaynaklı olanlar ise çok çok az orandadır.

1-Stres başağrısı  Gerginlik başağrısı (tension headache)

Genellikle ense kasları, boyun, ve başın arka kısmından yukarı yükselip alında düğümlenen ve şakakları sıkan ağrılardır. Bu nedenle boyun fıtığı ağrısı, ya da hipertansiyon ağrısı ile çok karışır. Gerginlik başağrısında ense adaleleri stres nedenli çok kasılırlar ve onlarda galea aponeurotica denen başın saçlı deri altındaki çok ağrılı tabakasını çekiştirir. Benzer bir örnek- saça ağır bir şey takıldığında da aynı mekanizma ile başağrısı başlar. Tedavide kas gevşetici ve ağrı kesici,sıcak uygulama  yanında asıl önemli tedavi stresin giderilmesine yardımcı olması nedeniyle antidepresan tedavidir. Bu tedaviyi almak için ille de depresyonda olmak gerekmez. Fazla sinirlilik, gerginlik olması yeterlidir. Dikkat edilmesi gereken husus antidepresan tedaviyi çoğu hastalar yarım bırakmakta ve bu nedenle başarıya ulaşılamamaktadır. Antidepresan etkisi 3. hf dan sonra başlar. Asıl etkiyi 3.ayda gösterir. İyileştiğini farkeden hastalar artık ne gerek var diyerek 3.ayda bıraktığında hastalık hızla geri döner. Bu nedenle ilacı 6 aydan önce bırakmamak gerekir. O da doktor kontrolunde yavaş yavaş olmalıdır. Gerekirse tedavi 1-2 seneye uzatılır.

2-Beyin dışı organik nedenler

-Göz kaynaklı  düzeltilmemiş göz bozuklukları yani kırma kusurları
 -Sinüzit
-Temporomandibular eklem (çene eklemi) rahatsızlığı- gece stres sonucu aşırı diş sıkanlarda olur
-Boyun omurlarında kireçlenme -spondiloz
-Kansızlık
-Vücudun herhangi bir yerinde enfeksiyon
-Hipertansiyon
-Kan yağlarının aşırı yüksekliği
-Temporal arterit: Giant cell arterit (şakak damarının rahatsızlığı)
-Diş kaynaklı baş ağrısı
-Kan şekeri düşüklüğü (ya hastalık ya da açlık sonucu)
-Hiperkalsemi (kan kalsium düzeyinin yükselmesi)
-Kafein (çay, kahve, kolalı içeceklerde ), bazı zehirler, dipiridamol gibi ilaçlar

3-Beyin kaynaklı olanlar

-Beyin tümörü
-Araknoid kistler (doğuştandır- bir çoğu ameliyat gerektirmez)
-Beyin damar hastalıkları (AVM, anevrizma, kavernoma, venoz hemanjioma vb)
-Beyin apsesi (tümör gibi yer kaplayıcı bir kitle olduğundan tümör gibi davranır)
-Hidrosefali (beyin içi ve/veya beyin dışı dolaşan  beyin omurilik sıvısı (BOS) dolanım yollarını tıkanması sonucu kafa içi fazla sıvı toplanması)
-Beyin içi veya kafa içi kanamalar akut ya da kronik (epidural ya da subdural ya    da intracerebral hematomlar, kontüzyonlar)
-Postravmatik sendrom (kafa travması sonucu)
-Pseudotumor cerebri (beyin tümörünü taklit eden ancak kafa içinde kitle olmadan kafa içi basınç artış sendromdur)
-Beyini tutan enfeksiyonlar- menenjit, ensefalit gibi
-Beyin omurilik sıvısının geçici azalmasına bağlı olan başağrıları- genellikle beyin   ya da omurilik operasyonları sonucu ya da belden sıvı kaçıracak tarzda LP yapılması sonucu BOS azalması ile başlar-oturunca ağrı artar, yatınca azalır. Birkaç günde hasta toparlar. Toparlamayana a  kaçağı kapatma  ameliyatı gerekebilir.
-Migren (genellikle tek yanlı başağrısıdır).

Migren

Eğilimli hastalarda uyaran gelince başlar. Uyaranlar

-Parlak ışık
-Stres
-Beslenme alışkanlıklarının değişmesi
-Travma
-Radyolojik kontrast ilaçlarının verilmesi
-Damar genişletici ilaç alınması

Aura : olay yerleşmeden önceki haberci belirti

Migren tipleri

1-Adi migren: Başağrısı-bulantı kusma var, aura yok

2-Klasik migren:  başağrısı, bulantı kusma var, aura var

3-Komp migren:  başarısı hemen hiç olmayan klasik migren. Oluşan nörolojik kusur da 30 gün içinde düzelir.

4-Migren eşdeğerleri:  Başağrısı yok, ancak bulantı- kusma ya da görme bozukluğu var. Genellikle çocuklarda rastlanır.

5-Hemiplejik migren:   önce başağrısı, ardından vücudun bir tarafında geçici felç gelişmesi

6-Demet başağrısı- Cluster headache-histamin başağrısı:  başarısı ile beraber o tarafta göz yaşarması, burun akması, gözde kızarıklık, erkeklerde 5 kat daha fazla görülür.

7-Basiler arter migreni:  buluğ çağında görülür. Vertebrobasiler sistem sulama alanına ait bulgular olur. Baş dönmesi, dengesizlik, görme bozukluğu, konuşma bozukluğu ardından başarısı, bazen bulantı kusma gelir. %86'sında ailede migren vardır.

RÖPORTAJ

Baş ağrılarından korkulması mı lazım, beyinde bir tümörün habercisi olabilir mi?

Toplumda görülen baş ağrılarının büyük bir çoğunluğu masumdur. Bunların içinde yüzde birinde gerçekten beyinde bir lezyon saptanır. Ya bir tümör, ya bir kist, ya da beyinde su toplaması ya da damar genişliği olacak ki baş ağrısı yapsın. Beni korkutan baş ağrısı genellikle beyin içinde yer kaplayan lezyonlara bağlı olanlardır. Kanama, su toplaması, tümör, kist, enfeksiyon, ödem kendini baş ağrısı olarak gösterebilir. Bu baş ağrıları genellikle yaygındır. Bütün başa yayılır. İlaçla kolay geçmez. En önemlisi gece uykudan uyandırır. Gece uykudan uyandıran baş ağrısı yüzde doksan eşittir beyin tümörü. Hiçbir psikolojik baş ağrısı gece uyandırmaz. Hastaya yönelttiğimiz en önemli soru budur. Anevrizma taşıyan kişilerde bazen sadece baş ağrısı olur. Kanaması gerekmez. İlerlediği durumlarda tek başına kalmaz, yanına mutlaka fışkırır tarzda kusma eklenir. İlerleyen durumlarda kol bacakta felçler, uyuşmalar, karıncalanmalar, hatta nöbet eklenebilir. Nöbetler ya tüm vücutta kasılma şeklinde ya da bir kol yada bacakta sıçrama şeklinde olabilir. Kol ve bacağa ani gelip geçen uyuşma da olabilir. Kötü koku alma, garip sesler duyma, kıvılcımlar görme ve geçici şuur kayıplarıyla birlikte baş ağrısı olduğunda beyinde bir şey olduğundan şüphelenebiliriz.

Baş ağrısı çeken insanların MR çektirmesi lüks müdür?

Baş ağrısında ısrar eden hastalara mutlaka beyin MR’ı çektirmek gerekir. Bu bir lüks değildir. Yurtdışında ne yazık ki daha güç oluyor. Ben mümkün olduğu kadar MR’dan yanayım. Olası bir tümörü atlamayalım diye. Yıllarca baş ağrısı çekmiş hep sinüzittendir, görme kusurundandır diye baştan savılan ama aslında tümör taşıyan pek çok hasta var. Bazı görüşler MR’ın lüks olduğunu düşünür, başı ağrıyan, depresyonda olan her insanın MR çektirme hakları vardır. Bu bir lüks sayılmamalıdır.

HER TÜMÖR ALINMAZ

Hiç alınması gerekmeyen tümörler var mı?


Vardır, bu yüzden hep şu mesajı vermeye çalışıyorum. MR’a bakıp ameliyat kararı verilmez. MR’da tümör ne kadar büyük olursa olsun hastada ciddi probleme yol açmamışsa ellemenin alemi yoktur. Spor olsun diye ameliyat yapılmaz Ama öbür yandan çok küçük bezelye kadar bir tümör beyin sapına yerleşmişse ve hastanın yutkunma fonksiyonlarını bozuyorsa çıkartmanız gerekir. Tümörün adı ne olursa olsun Ayşe yada Fatma yeterli probleme yol açmamışsa kesinlikle ellenmemeli, ciddi bulgu verdiğinde cerrahiyi düşünürsünüz. Kötü huylu tümörlerde de bu böyle. MR’la ameliyat kararı verilmez. Hastalar bazen bana MR raporu gönderip öyle karar vermemi beklerler. Bu son derece yanlıştır. Kendince sorunu olmadığını söyleyen hastaların muayenesinde bazen ameliyat gerektiren önemli bulgular çıkabilir. Örneğin içtiği su öksürük yapıyorsa bu çok önemlidir. Beyin sapı basısı bulgusudur ve beyin sapı hayati bir merkezdir. Ama hastanın arada bir başı ağrıyorsa idare ettiği kadar etsin isteriz. Nöbet, felç, şuur kaybı,kanama, denge bozukluğu, kusma, gece uyandıran ve ilaçla geçmeyen ağrılar yaptığında cerrahi ile müdahale ederiz.

BAZEN GEREKSİZ YERE BEYİN AMELİYATI YAPILIYOR

Sizce gereksiz yere beyin ameliyatı yapılıyor mu?


Yapılıyor ama bir çoğunun bilgi yetersizliğinden yapıldığına inanıyorum. Bir sürü mail geliyor, araknoid kistimiz var hemen aldıralım mı, biraz kalsın mı ya da ben şimdi ne yapayım diye soruyorlar. Tümör de olsa, kist de olsa sonuçta yer kaplayıcı bir lezyon olduğunda önemli bir bulguya yol açmıyorsa insanın yaşam kalitesini düşürmemişse, nöbet ya da felç yapmamışsa, dengesini bozmamışsa bunu almanın manası nedir. Bunu izlersiniz, her yıl bir MR çektirir takip edersiniz, hızlı bir şekilde büyüyor ve artık zararlı olmaya başlıyorsa müdahale edersiniz.

Hayatımızda neler tümöre yol açıyor?

Kadınlarda meningioma denen iyi huylu tümör cinsi daha fazladır. Hatta bu tümörlerin kafa travması ile de ilişkisi vardır. Düşmüş, trafik kazası geçirmiş , kafasına darbe alanlarda daha sık görüldüğü saptanmış. Bir de radyasyonun beyinde tümör yaptığı saptanmış. Bu konuda Amerika’da yaptığım bir araştırma özel ödül kazandı. Cep telefonlarından lütfen uzak durun, direkt beyne tutmayın çünkü radyasyonun özellikle kafa tabanında bir sürü tümörlere yol açtığı ispatlandı.

Araknoid kistler sizde bile olabilir- tesadüfen saptanırlar-tamamen beynin gelişimi sırasında beynin yaprakları arasındaki bir cep kalması sonucu ortaya çıkar. Su toplar ve zarlar arasında izole kalır, bulunduğu yerde beyne basmaya başlar. Genellikle sessiz tehsiz yerlerde bulunur ama bazen de önemli yerlere basabilir. Nerede olursa olsun ilaçla geçmeyen baş ağrısı, kusma, şuur kaybı, nöbet ya da felç veya kist içine kanama yapmadıkça asla ellenmezler. Senede bir MR kontrolü ile büyüyüp büyümediğine bakılmalı. Durduk yerde bulantı -kusma yapıyorsa artık o boşaltılmalıdır. Boşaltmak riskli değildir ama boşu boşuna beyin açılmaz, hatta biz doktorlar arasında ‘boşu boşuna beyin havalandırılmaz deriz .

Baş ağrısı stresten mi kaynaklanıyor, yoksa önemli bir sorun belirtisi mi, hastanın anlattıklarından nasıl anlaşılır?

Toplumdaki baş ağrılarının yüzde 50’si stres baş ağrısıdır. Bu kadar stres yaşıyorsa hasta o kuşkuyu başından atsın diye bile beyin MR’ı çektirmek gereklidir. Ağrı, ense kökünden başlar başın arkasından yukarı çıkar ve tepede düğümlenir. Bazı insanlar ağrıyı geçirmek için kafalarını eşarpla sıkarlar. Başarılı olabilir ama sadece stres tipi baş ağrılarında etkilidir. Gerginliğe bağlı ense kasları fazla kasılabilir.  Stresli olanlarda bir miktar baş dönmesi de tarif edilebilir. Kasılma aynı zamanda çok ağrılı olan saçlı deriyi ve galea denen alttaki ağrılı bağ dokusunu da gereceği  için  hasta ağrıyı ensede şiddetli duyar. Ilık banyo stresi alacağı ve kasları gevşeteceğinden işe yarar. Ama stres baş ağrısı ısrar ediyorsa ve kas gevşetici, ılık banyo işe yaramıyorsa ve üç haftadır devam ediyorsa o zaman anti depresana da başlamak lazım. Anti depresan her zaman depresyondaki insana verilmez, birçok kez gerginliği azaltmak için de verilir. Bir anti depresan altı aydan kısa kullanılmaz. Gerekirse bir altı ay daha kullanılabilir. İyi geldiğini ilk ayda gören hasta yanlışlıkla hemen ilacı kesiyor ve o zaman ne yazık ki geri dönüşler başlıyor O yüzden hastaya ilacı verdiğinde kendini iyi hissetse bile ilacı kesmemesi gerektiğini söylemek lazım. Yoksa eskisinden daha kötü olabilir.

Ağrıların diğer bir nedeni gözde kırma kusurlarıdır. Astigmat, miyop, hipermetrop gibi...

Sinüzit, yada yüzdeki sinüslerin havalanmasının bir şekilde bozulmasından da olur. Bunlar gribal enfeksiyondan sonra oluşabilir. Sinüslerin ağzında delikler var, oradaki ödemi çözecek damlalar kullanılması lazım. Ciddi bir tıkanıklık varsa doktor o delikleri açmalı. Tuzlu sular mutlaka günlük bakım için önemlidir, ilaçlar da yeterli olmazlarsa cerrahi olarak havalanmaya yardımcı olunmalı.

Çok sık rastladığımız neden de çene eklemi hastalığıdır. Stresli insanlarda gece dişini sıkanlarda şakaklarda korkunç ağrı olur. Ne yazık ki tanısı atlanır, hastanın ağzına gece uyurken kullanacağı özel dişlik ve 3 ay ilaç tedavisi vermeniz yeterlidir. Bunun yanında hastanın stresini azaltmak için birçok kez anti depresan eklenmelidir.

Boyun fıtıkları da ense kaslarının kasılmasına neden olacağı için baş ağrısı yapar. Aynen stres baş ağrısı gibidir. Bir hasta boynum ağrıyor dediğinde mutlaka boyun MR’ı da çektirip altında bir fıtığın yatıp yatmadığını görmek gerekli. Genetik yatkınlığı olanda ya da mesleki travmaya maruz olanlarda (daktilo yazan vb) boyun fıtığı olma riski fazladır. Kasları gevşetmek için kas gevşetici uygulanır, sıcak uygulamadan yararlanırız. Ama boyun fıtığını da tedavi etmek gerekir onun için de kolda felç yoksa 20 gün boyunluk uygulanması olayı düzeltir. Yüzde 70-80 sonuç alınabilir. Kolda kısmi felç, yerleşmiş duyu kusuru varsa, ağrı yüzünden yaşam kalitesi düştüyse işte bunlar ameliyata gider.

Migren bir genetik rahatsızlıktır. Aileseldir. Her insanda olmaz. Migrendeki ağrı beyin damarlarının bir büzülmesi, bir genişlemesi sonucu damarların duvarındaki ağrı liflerinin uyarılması sonucu oluşur. Saatler bazen günler sürer. Genellikle yarım baş ağrısı şeklindedir. Israrla aynı tarafta olur, sağdan ya da soldan olabilir. Çok çeşitli migren tipleri vardır. Baş ağrısından hemen sonra bacakları felç olanlar vardır, bu da bir migren tipidir. Baş ağrısından hemen sonra geçici körlük yaşayanlar vardır, baş ağrısız migrenler de vardır. Günümüzde sadece ve sadece ilaçla bir miktar kontrol altına alabiliyoruz, migrenin hala köklü tedavisi yok. Tedavi koruyucu ve akut kriz tedavisi diye ikiye ayrılıyor.

Kansızlık ciddi baş ağrısı yapan nedenlerden biridir. Mutlaka araştırılmalı. Hastanın B12 vitamini, folik asidi ve demiri yeterli mi mutlaka tahlil istenmeli.

Vücutta bir enfeksiyon varsa baş ağrısı yapar. Karın içinde bir apsesi olan kişinin de başı ağrıyabilir. O apseden kaynaklanan zehirli meler baş ağrısını uyarır. Çocukların okul başarısı düştüyse ve baş ağrısından şikayet ediyorsa enfeksiyon var mı bakmak şarttır. Sinüzit gibi...

Hastada hipertansiyon ya da kan yağlarının aşırı yüksekliği de başağrısı yapar, mutlak kontrol etmek lazım...